Reflü hastalarına oruç uyarısı

   2024 Tarihli Haber
  Ekleyen : Yazar
  Yorum Yok

Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Gastroenteroloji Bilim Dalı öğretim delegesi Prof. Dr. Orhan Özgür, oruç tutan reflü hastalarına uyarılarda yer alır iken “Hastaların tedavi ve beslenmesini ramazana göre ayarlaması son derece önemlidir. Asit baskılayan, mide koruyucu ilaçlarını sahurdan 1 ya da 2 saat evvel almalı, sahur ya da iftar ardından anında yatmamalıdır” dedi.

Özgür, AA muhabirine yaptığı açıklamada, en sık görülenin mide hastalığının reflü olduğunu söyledi.

Türkiye’de toplumun yüzde 20’sinde reflüye rastlandığını izah eden Özgür, “Reflü hastalarında en sık görülen yakınmalar göğüste, göğüs kemiğinin gerisinde rahatsızlık hissi, yanma ile ağza acı su gelmesi ve geğirti olmasıdır. Hastalarda ilaveten göğüs ve mide ağrısı, bulantı, kusma, gaz, şişkinlik, kötü ağız kokusu, ağızdan kan gelmesi, ses kısıklığı, boğazda gıcıklanma, müzmin öksürük, horlama, hıçkırık, yemek borusunda takılma hissi gibi yakınmalar da görülebilir” diye konuştu.

Prof. Dr. Özgür, midesiyle alakalı yakınması tespit edilen ama tanı konmamış bireylerin hekime müracaat ederek araştırma yaptırması gerekliliğini dile getirerek, reflü tanısı konmuş ve tedavi altındaki birtakım hastaların esas prensiplere uyarak oruç tutabileceklerini kaydetti.

Bazı bireylerin ise hastalığın şiddeti sebebiyle oruç tutmasının sakıncalı olma ihtimalini altını çizen Özgür, “Reflü tedavisine karşın midesinde yanma, ağrı, bulantı, kusma, ağza acı su gelmesi gibi yakınmalar meydana çıkıyorsa bu hastaların oruç tutması sakıncalıdır. Oruç evvel dikkat çekici yakınması olmayan ama oruç sırasında alınan önlemlere karşın giderek yükselen şikayeti tespit edilen hastaların kesinlikle hekime başvurması gerekir” ikazında bulundu.

-“Hazmı basit lifli besinler seçim edilmeli”

Prof. Dr. Özgür, eskiden rastgele bir şikayeti olmayanların oruç sırasında reflüyle alakalı yakınmaları meydana çıkabileceğine ilgi çekerek şunları kaydetti:

“Oruç sebebiyle uzun vakit aç kalındıktan sonra iftarda çok oranda ve süratli biçimde yemek yenmesi, karın içi basıncını artırır ve reflüye sebep olabilir. O amaçla sahurda ve iftarda yağlı ve ağır yemeklerin tüketilmesi, iftarda yemekten anında sonra dinlenme hedefiyle yatılması, sahurda yemek yedikten anında sonra yine yatılması reflü yakınmalarını artırmaktadır.”

Ramazan ayının yaza denk gelmesinin aç kalma zamanını uzattığını hatırlatan Özgür, “Kafein, çikolata, çiğ soğan, sarımsak, salça, ketçap, mayonez gibi reflü ataklarını tetikleyen besinlerden de uzak durmak gerekir. Reflü hastaları ramazan vakitsince bol sıvı almalı, besinlerı yavaş ve güzelce çiğneyerek yemeli, hazmı basit lifli besinler seçim edilmelidir” tavsiyesini dile getirdi.

-“Sahura kalkmadan oruç tutmayı önermiyoruz”

Prof. Dr. Özgür, reflü tanısı konulanların, doktorlarından ilaç ve başka konularda tavsiye almasının önemine işaret ederek, “Reflü hastalarının tedavi ve beslenmesini ramazana göre ayarlaması son derece önemlidir. Asit baskılayan, mide koruyucu ilaçlarını sahurdan 1 ya da 2 saat evvel almalı, sahur ya da iftar ardından anında yatmamalıdır. Gece yatmadan 2 saat evvel bir şey yenmemelidir” ifadesini kullandı.

Reflü hastalarına sahurda ve iftarda bol oranda yağsız salata tüketmelerini öneren Özgür, “Günlük en az 3-5 porsiyon meyve yenmelidir. İftarda kesinlikle az yağlı bir sebze yemeği olmalıdır. Kabuklu sebze ve meyveler kabuğu soyulmadan tüketilmelidir. Açlık zamanını aşağıya çekmek adına sahur öğününü kesinlikle uygulamak gereklidir” diye konuştu.

Prof. D. Özgür, sahura kalkmadan oruç tutulmaması gerekliliğini, bunun sıhhatli şahıslar amacıyla bile sakıncaları olduğunu belirterek, “Sahurda süt, peynir, yumurta, zeytin, domates, salatalık, tam tahıllı ekmekten meydana gelen sıhhatli bir kahvaltı güzel bir alternatif olacaktır” dedi.

GALERİ
REKLAMLAR
GÜZELLER GALERİSİ
REKLAMLAR