‘Üstün zekalı’ çocuklara nasıl davranılmalı?

   2024 Tarihli Haber
  Ekleyen : Yazar
  Yorum Yok

Hacettepe Üniversitesi (HÜ) Teknokent Okulları Müdürü Tünay Özçelik, üstün zekalılara ayrıcalıklı davranılmaması lüzumliliğini belirterek, “Her ne kadar akranlarından değişik gelişim seyri izleseler de onlar da birer çocuktur, mühim bulunan tek hususilikleri, ‘üstün beceri’leriymiş gibi davranılmamalıdır” dedi.

Üstün Yeteneklilik Eğitim Eksperi da bulunan Özçelik, üstün becerili çocukların gelişimlerinin akranlarından değişik bulunduğunu, buna hem ebeveynlerin hem de eğitimcilerin ilgi etmesi lüzumliliğini belirtti.

Üstün becerili kişilerin zihinsel gelişimlerinin, sosyal-duygusal gelişimleri ya da fiziksel gelişimleri ile aynı süratte olmayabileceğine ilgi çeken Özçelik, bu amaçla meydana çıkan handikapların göz önünde bulundurularak hareket edilmesinin mühim bulunduğunu söyledi.

Sorgulama, ilişkilendirme, benzer ilişkileri saptama, aktarma edebilme hususiliklerinin bulunduğunu dile getiren Özçelik, bu hususiliklerin yaşıt çocuklarda da olabildiğini, her davranışın ‘merak’ ve ‘üstün beceri’ sendromu gibi algılanmaması lüzumliliğini ifade etti.

Özçelik, üstün becerililere ayrıcalıklı davranılmamasına vurgu yaparak, merak ettikleri konularda önlerine hazır cevaplar sunmak yerine incelemeye ve kendi başlarına öğrenmeye sevk edilmesinin yararlı olacağını dile getirdi.

Üstün yeteneğin fark edildikten ve tanılandıktan sonra ailelerin çocuklarını sadece “üstün beceri”leri ile tanımlamaması lüzumtiğine işaret eden Özçelik, şu şekilde konuştu:

“Her ne kadar akranlarından değişik gelişim seyri izleseler de onlar da birer çocuktur, mühim bulunan tek hususilikleri ‘üstün becerileri’ imiş gibi davranılmamalıdır. Tanılama genellikle telaffuz edilmemeli, hem de ‘üstün’, ‘üstün zeka’, ‘üstün beceri’ gibi kavramlar, bu kişilerin beraberinde kullanılmamalı, çocuklara olağan dışı sorumluluklar yüklenmemeli, sıra dışı beceriler atfedilmemelidir.

Tanımlama telafuz edilmemelidir zira çocuklar sadece ‘üstün becerileri’ ile tanımlandığında, diğer hususilikleri yokmuşçasına muamele ile karşı karşıya kaldıklarında, her şeyi yapabileceklerine inanmakta, öğrenmeye yönelik motivasyonları da kırılmaktadır. Üstün becerili çocuklarda çok gözlemlenen mükemmeliyetçi, hata yapmaya toleransı olmayan kişilik hususilikleri sizin çocuğunuzda da varsa, bu hususilik pekiştirilmemelidir. Çocuğa, her bireyin hata yapabileceği, sorunlar yapmanın normal bir şey bulunduğu hissettirilmeli, yanlışlardan yeni öğrenmeler gerçekleşeceği anlatılmalıdır.”

– “Hızları kesildiğinde öğrenme isteklerini kaybedebiliyorlar”

Türkiye’deki üstün becerili kişilerin tanılanması amacıyla planlı bir tarama yapılmadığına ilgi çeken Özçelik, bir çocuğun üstün becerililiğinin belirlenmesi ailenin, öğretmenin gözlemleri ve yönlendirmesiyle yapıldığını söyledi.

Zeka ve beceri testlerinin üstün becerili kişilerin tanılanması yönünden lüzumtiğince mühim bulunduğunu dile getiren Özçelik, “Üstün becerililiklerin dünya nüfusunda seviyesi yüzde 2, yüzde 3-7 ya da yüzde 10 şeklinde değişiyor. Ülkemizdeki seviyesin da yüzde 7-10 arasında değiştiği düşünülüyor” dedi.

Özçelik, üstün becerili çocukların ailelerinin lüzum akademik anlamda lüzumse sosyal ilişkilerde beklentilerini yüksek tutmaması, çocuk olduklarının unutulmayıp, omuzlarına gereğinden çok yük yüklenmemesi lüzumliliğini kaydetti.

Üstün becerililerin okula başladıklarında zihinsel anlamda akranlarından önde oldukları amacıyla sıkılabildiğini, yavaşlayabildiğini, süratleri kesildiğinde öğrenme isteklerini kaybedebildiğini izah eden Özçelik, şunları kaydetti:

“Bu amaçla, aileler, çocuklarının hususilikleri ile ilgili hem öğretmenleri hem de okul idaresini geniş çaplı bilgilendirmelidir. Öğretmenler ise öğretimde değişiklaştırma ya da programda değişiklaştırmalar yaparak öğrencilerinin öğrenme süratlerinın önüne geçmemelidir. Okulda, üstün becerili bireylere, süratli öğrenen çocuklar oldukları amacıyla yavaş öğrenen çocuklarla takım durumuna getirilip hususi öğretmenlik yaptırılmamalıdır.”

GALERİ
REKLAMLAR
GÜZELLER GALERİSİ
REKLAMLAR