Afganistan’ın Şyha köyünden 20 sene evvel annesinin kendisine verilen 3 lira ve 3 kuru ekmekle Türkiye’ye doğru yola çıkan Afganistan’ın Hazara Türkleri’nden Muhammet Gül, bugün Trabzon’da 50 şahsa iş veren bir şirketin sahibi olarak istihdam sağlıyor.
Afganistan’ın Aybek şehrinin Şyha köyünde doğduğunu bildiren 39 yaşındaki Muhammet Gül, 20 sene evvel köyünden çıkıp baba ocağına 3 bin 500 kilometre uzaklıktaki Türkiye’ye gelişini, yolda yaşadığı güçlukları, üniversite ve iş hayatını anlattı.
HAYATI FİLM GİBİ
Filmlere mevzu olacak türden bir mücadele örneği sergileyen Gül, her şeyin köylerine Taliban güçlerinin saldırması ile başladığını söyledi. Taliban saldırıları sebebiyle büyük sıkıntılar yaşamaya başladıklarını ve 7 yaşındaki kız kardeşinin Taliban güçleri yönünden gözleri önünde kaçırılmasını hala unutamadığını ifade eden Gül, 5 çocuklu ailesinin fakir, geçim şartlarının fazla güç olması ve Taliban saldırıları sebebiyle tek kurtuluşu köyünü terk etmekte bulduğunu belirtti.
SAVAŞIN İÇİNDEN ÇIKIP GELDİ
Gül “Afganistan halkı 90’lı senelerde harp ve ölümlerle mücadele ediyordu. 1996 senesinde Türkiye Cumhuriyeti, Afganistan’da burslu bir imtihan açmıştı. O imtihana girerek kazandım. Bursu kazandıktan sonra eve geldim, babam yoktu çalışmaya gitmişti. Anneme, ‘Ana ben Türkiye’ye, vatan dışına gideceğim, hakkını helal et’ diyerek helallik aldım. Fakirdik, anam bana şu anki 3 TL değerinde bir para ve 3 adet de kuru ekmeği bir beze sararak ‘Oğlum benim varlığım budur, seni Allah’a emanet ediyorum’ diyerek beni yolcu etti. Köyümden bu tür çıktım. Arada sırada otostop çekerek kimi vakit yürüyerek kimi vakit de bilhassa yük taşıyan kamyonlara binerek Afganistan’dan Türkiye’ye geldim. Memleketimden Türkiye’ye gelene kadar bana güç veren hep o 3 TL’lik harçlığı saklayarak geldim. Türkiye’ye geldikten sonra 1 sene Gaziantep’de kaldım. Burada dil merkezinde Türkçe öğrendim. Daha sonra burslu olmam sebebiyle KTÜ’ye geldim. 1997 senesinden sonra KTÜ’de İnşaat Bölümü’nde okumaya başladım ve 4 senede okulumu bitirdim” diye mevzuştu.
TÜRKİYE’DE EVLENDİ
Okuldan mezun olduktan sonra memleketi Afganistan’a dönme düşüncesinde bulunduğunu fakat şartların kendisini Trabzon’da kalmayı güçladığını ifade eden Gül, “Okulum bittiğinde Türkiye’de kalmayı hiç düşünmemiştim. Fakat nasip kısmet sorunu hanım ile 1999 senesinde tanıştık. İşler öyle bir gelişti ki 2003 senesinde evlendik ve evlendikten sonra da Türkiye’de kalma planlarımız yavaş yavan ağırlık kazanmaya başladı. Çünkü Afganistan’da Taliban’ın yükselişi harpların oldukça da büyümesi yaşamanın oldukça da güç olacağını düşünerek bir müddet bu planımızdan vazgeçtik. Bu hususta sağ olsun eşim beni fazla destekledi. Dolayısıyla Trabzon’da kalmayı kararlaştırdık. Türkiye’nin değişik bölgelerinde şantiyelerde çalıştım. Afganistan’daki ailemi fazla özlemiştim. ya onları buraya getirecektim ya da ben o bölgeye gidecektim. Beş kardeşiz. Bir adet kız kardeşim maalesef oldukça 7 yaşında iken Taliban yönünden kaçırıldı. Halen onların elinde tutuluyor. Diğer ailemin tamamını 2007’den itibaren Türkiye’ye getirebildim. Annem, babam 2 adet erkek kardeşim, 1 adet de kız kardeşim Trabzon’da Akçaabat’ta birlikteiz. Afganistan’da akrabalarım var. Yerimiz yurdumuz orada. Ara ara o bölgeye gidiyorum” diye mevzuştu.
“TEKSUN’LA GELEN DEĞİŞİM”
Okuldan sonra inşaat mühendisi olarak Türkiye’nin detaylı şehirlerinde çalıştığını ve 2007’den sonra şantiye hayatının bundan sonra kendisi amacıyla güç gelmeye başladığını ifade eden Gül “Artık bütün ailemi her akşam görmek istiyordum. Bunun amacıyla akşamları Trabzon’da, eve gidebileceğim bir işim olması gerektiğin düşündüm. Önce güneş enerjisi sektörüne girdim. Trabzon’da yeni bir sektördü ve ilk senelerde güneşli gün adedi az bulunan bir yöre amacıyla acayip karşılandı. Fakat senemadım bunun üstüne yoğunlaştım. 2010 senesinde kurduğum şirketin adını de koyarken fazla düşündüm. Hem teknolojiyi hem de yöreyi çağrıştıracak bir isim olmasını istedim. Sonunda Teknoloji’nin ‘Tek’i ile İngilizce güneş manasına gelen ‘Sun’ın birleşimi ile firmamızın adını koyduk. Bu isim ilaveten bölümde ‘bir adetsin, eşin benzerin yok’ manasına da geliyordu. Çok hoşumuza gitti. Trabzon halkı bana bu hususta fazla destek oldu. Halkımızın bize verilen destek yardımıyla firmamız önder mevkisine geldi. Halkımız hem bizi hem de güneş enerjisini fazla sevdi. Şu anda burada 10 şahıs çalışıyor. Kış mevsiminde bulunduğumuz amacıyla şuanlık bu sayı az. Güneş enerjisi işlerimiz genellikle yaz mevsiminde yoğunluk kazandığı amacıyla çalışan sayımız 40-50 şahsa kadar çıkıyor. İş yoğunluğumuz yaz aylarında oluyor. Güneş enerjisinin birlikteinde beyaz eşya işine de girdik. Şu an iki dalda hem beyaz eşya dalında hem de güneş enerjisi dalında halkımıza hizmet vermeye devam ediyoruz” ifadelerini kullandı.
“BUGÜNLERE GELMEYİ HAYAL BİLE EDEMEZDİM”
Bugünlere gelmeyi hiç hayal etmediğini izah eden Gül, “Hayatımda ticaretle ilgili bir kanaatim yoktu. Ben hep Afganistan’a dönüp bir biçimde halkıma nasıl hizmet edeceğimi düşündüm. 1999 senesinde Trabzon’da Afganistan öğrenci birliğini kurduk. Bu öğrenci birliği ile birlikte bir şeyler yapmaya gayret ettik. 2012 senesinde da Afganistan Hazara Kültür ve Dayanışma Derneği’ni kurdum ve şu anda halen başkanlığını yürütmekteyim. Afganistan Hazara Kültür ve Dayanışma Derneği’ni olarak da elimizden geldiği kadarıyla da hem sığınmacı kardeşlerimize hem de burada öğrenci olarak gelen kardeşlerimize yardımcı olmaya çalışıyorum. Aynı vakitte Türkiye ile Afganistan halkı arasındaki bir köprü gibi kültürel bağlamda elimizden geldiği kadarıyla da yardımcı olmaya gayret gösteriyoruz. Allahıma binlerce kez şükürler olsun memnunum, mutluyum” olarak mevzuştu.
“HERKES BENİ ŞALPAZARLI ZANNEDİYOR”
Bazı bireylerin sima olarak kendisini Trabzon’un Şalpazarlı ilçesindeki Çepni Türkleri’ne ya da Giresunlular’a benzettiklerini kaydeden Gül, “Çoğu şahıs benim Afganistan’lı bulunduğumu anlayamıyor. Bana ‘Şalpazarı’ndan mısın yoksa Giresun’dan mısın’ diye soranlar oluyor. Çünkü o yörenin insanları genellikle Çepni Türkü bulunduğu amacıyla benzetiyorlar. Ben de kimi vakit şaka ile karışık ‘evet Şalpazarı’ndan Sinlice köyündenim’ diyorum. Çünkü oralarda fazla iş yaptık. Daha sonra ‘ben Afganım’ dediğim vakit bana ikinci kez sarılıyorlar ve oldukça fazla mutlu oluyorlar. Genelde müşterilerimizle bulunan ilişkilerimiz bu biçimde. Türkiye’yi ikinci bir vatan olarak hiç görmedim. Türkiye bizim amacıyla kendi evimiz gibi. Kendi evinden çıkıp amcanın evine gittiğin vakit hiç yabancılık hissetmezsin. Biz de Türkiye’ye geldiğimizde hiçbir yabancılık hissetmedik. Vatan aynı vatan” ifadelerini kullandı.
EŞİ TRABZON AKÇAABATLI
Muhammet Gül’ün Trabzonlu eşi Zeynep Rümeysa Gül de eşi ile 1999 senesinde tanışarak 2003 senesinde evlendiğini ifade ederek “Eşimle 1999 senesinde Trabzon’da tanıştım. O vakit KTÜ İnşaat Fakültesi’nde okuyordu. 2003 senesinde evlendik. Evlenene kadar ailelerin ikna olmasını bekledik. Her insanın değişik bir coğrafyası, değişik bir kimliği var. Ben eşimi öyle sevdim ve öyle kabullendim. İslami olarak da uyuştuğumuz amacıyla bu günlere geldik. Eşimin memleketine hiç gitmedim. Eşimin ailesi 2007 senesinde Türkiye’ye geldi. Memleketim Akçaabat’ta hep eş güdümlüyiz, sık sık görüşüyoruz. Biri kız, 3’ü erkek 4 evladımızla mutlu biçimde yaşıyoruz” dedi.
Muhammet Gül’ün firmasında çalışan Ahmet Salih Akkaya da şirket sahibi Muhammet Gül’ün hiç bir vakit kendilerine bir patron ya da şirket sahibi gibi davranmadığını belirterek, “Muhammet bey fazla aktif bir insan. Bazı güçluklar atlatarak buralara kadar geldi. Kendisinden fazla memnunuz. Bizim insanımız nasıl vatan dışında iş kurup çalışıyorsa Muhammet bey de kendisine burada bu tür bir imkân sağladı ve bunda da başarılı oldu” diye mevzuştu.
TRABZON’DA 2 BİN 500 SIĞINMACI VAR
Afganistan’dan eşi ve 2 çocuğuyla eş güdümlü Trabzon’a gelerek burada sığınmacı olarak yaşam sürdüren Seyit Ali Bakeri de Gül’ün kendilerine her hususta destek çıktığını kaydederek “Muhammet bey her derdimize koşmaya çalışıyor” diyerek Gül’e teşekkür etti.
Afganistan’dan Trabzon’a aşağı yukarı 2 bin 500 kadar sığınmacı yaklaştığını kurdukları dernek yardımıyla kendilerine yardımcı olmaya çalıştıklarını ifade eden Gül, “Afganistan’dan Trabzon’a gelen her sığınmacı gibi Ali bey de derneğimize başvurdu. Kendilerine yönlendirme mevzusu ile ilgili yardımcı olmaya çalışıyorum. Ortalama Trabzon’da 2 bin 500 kadar sığınmacı var. Hemen anında hepsiyle görüşbütün. Çoğu çalışma izinlerinin olmayışı yüzünden güç günler geçiriyorlar. Bize en fazla iş mevzusu ile ilgili talep geliyor” dedi.
Çeyrek Altın Ne Kadar? Murat Dilsiz |
|
En Özel Burç Yorumları |
|
| Elektrikli Otomobil Ürettiler Mert Akça |